17 Mart 2012 Cumartesi

Meydan Okuyan Çocuklar, Sınır Koyamayan Aileler


Günümüzde çocuklar daha hızlı büyüyor gibi… Çocuğunuz kendi haklarından, “yapmak “istediklerinden, kesinlikle “yapmak” istemediklerinden bahsediyor; sizi, dinlemekte ve yapmasını istediğiniz şeyleri yapmakta zorluyor mu? Güzel haber; çocuğunuz büyüyor ve bireyselleşiyor; dikkat etmeniz gerekense; bu durum çok sık oluyor; ayak diretmeler, tutturmalar ve çocuğunuzun karşısında çaresiz “anne-baba” profiliniz gün geçtikçe belirginleşiyorsa ipin ucunu, kaçmadan yakalamanız gerektiği… İşte tam bu noktada, çocuklar büyüdükçe sağlıklı keşiflere izin verecek kadar geniş; güvenliklerini sağlayacak ve sorumluluk kazandıracak kadar kısıtlı; ancak gelişim ve değişime fırsat tanıyacak kadar esnek sınırlara ihtiyacınız var. (Mackenzie, 1998)
Sınır Belirleme Uzun ve Dinamik Bir Süreçtir
Bir önceki paragrafta belirtildiği üzere anahtar kelimeler “geniş, kısıtlı ve esnek”… İlk bakışta birbirinden bağımsız ve tutarsız gibi gelseler de söz konusu durum çocuğunuza sınır koyabilmek olduğunda bu kombinasyonun işinize fazlasıyla yarayacağı aşikâr; çünkü kurallar ve sınırlar çok katı ya da esnek olduğunda çocuktan beklenilen davranışı elde etmek kolay olmayacaktır.
İlk olarak çocuklar hem fiziksel hem de zihinsel olarak gelişirler, büyürler ve çocuğunuza belli bir yaş için koyduğunuz bir kural iki sene sonra işe yaramayabilir. Bu nedenle kurallar ve sınırlar güncellenmelidir.
İkinci önemli nokta sınır ve kuralların ne şekilde konulduğudur. Sınırlar ve kurallar,  tepeden inme ya da dayatılarak konulduğunda; sadece çocuğun fikirleri alınarak, inisiyatifin tamamen çocuğa bırakıldığı durumlarda ya da sürekli değişkenlik gösteren, tutarsız davranışlar yaratan kural ve sınırlar yaratıldığında, ortaya çıkan tablo sağlıklı olmayacaktır. Çünkü aşırı kontrol öğrenmeye engel olur ve çocuğunuzda öfke, kaygı yaratabilir; çok geniş olan sınırlar ise kontrolsüzlük hissi yaratır, ebeveynin yetkinliğine olan güven azalır, bu da çocuğun kendisini anne-baba yanında güvensiz hissetmesine neden olur. Kural ve sınırlar değişken/tutarsız olduğunda ise çocuklar stabilite arayışı içine girerler, ebeveyni sürekli test ederler, bu durum,  bir müddet sonra çocukta isyan duygusu yaratır ayrıca ebeveynlerin bu davranış şekli ile kural ve sınır oturtması pek mümkün değildir.

Çocuklar Sınırlara Neden İhtiyaç Duyarlar?
* Çoğumuzun bildiği bir örnek vardır “Denizde mi yüzmek istersiniz yoksa havuzda mı?” Deniz her ne kadar özgürlüğü, sonsuzluğu vb. insanın ruhuna iyi gelen pek çok olumlu duyguyu barındırsa da “havuz” sınırları belirli daha güvenli bir ortamdır. Çocuklukta sınırlar “güven” duygusunun temelini oluşturur. Bu nedenle sınırlar çocuğunuzun dengeyi sağlamasına yardımcı olur.
* Sınırlar, çocuk dış dünyaya çıktığında (okul, sosyal ortamlar, ikili ilişkiler vb.) çatışmalar, reddedilmeler ve olumsuz tepkilerle karşılaşma olasılığını düşürür; çünkü çocuk dış dünyaya bu normları öğrenmiş olarak adım atar.
* Sınırlar, onaylanan davranışları tanımlar; bu nedenle çocuklar başlarını belaya sokmamak ya da olumsuz geri bildirimlerle karşılaşmamak için bu davranışları deneyimleyip, öğrenmeye ihtiyaç duyarlar.
* Sınırlar, çocukların ilişki kurma biçimlerini tanımlar. Şöyle ki çocuklar belirli sınırlar sunulduğunda, ilişkilerle ilgili belirli cevaplar almaya başlarlar. Burada kontrol kimin elinde? Ne isteyebilirim ve ne kadar ileri gidebilirim? Bu davranışı yaparsam ne olur? gibi soruların cevapları çocuğun kafasında şekillenir, bu da günlük yaşantısında ve akademik hayatında ona en çok lazım olacak becerilerden biri olan muhakeme duygusunun gelişimine önemli bir katkıda bulunur.
* Sınırlar çocuğunuzun büyüme süreci boyunca takip ettiği emniyet çizgileri ve kural levhaları gibidir. Çocuğunuz gelişip büyüdükçe, çizgiler ve levhalar onu farklı şekillerde yönlendirir ve çocuğunuz için büyümek daha somut ve anlaşılır bir hal alır.
Çocuğunuza Sınır Koymanın Püf Noktaları
-          İlk dikkat etmeniz gereken kural ve sınırı çocuğunuzun yaşına uygun şekilde belirlemek olacaktır. Örneğin 14 yaşındaki çocuğunuza, akşam 9’da yatması için bir kural koymaya çalışmak boşa bir çaba olacaktır.
-          Net ve belirgin olmak ikinci önemli nokta, çocuğunuzdan ne istediğinizi net bir şekilde ifade etmeli ve bu tutumunuzu her koşulda korumalısınız.  Sabahları evden çıkmadan önce televizyon izlediği için sürekli geç kalan çocuğunuza “Sen üstünü giyinmeden, televizyonu açmana izin vermeyeceğim” demek net bir tavırdır. Bunun yerine “Hadi kapat artık teli, sana bir daha TV yok” vb. atışmalar, tartışmalar çocuğunuzun sınırları zorlamasından başka bir işlev görmeyecektir.
-          Sakin ve kararlı durabilmeli; krizleri yönetebilmelisiniz. Çocuğunuza sınır koyarken tutturmalar, ağlamalar zaman zaman öfke nöbetleri yaşanabilir; bu gibi durumlarda sizin sakin ve kararlı olmanız, çocuğunuzun durumunu ve duygusunu ona yansıtmanız, bu durumun, bu kuralı değiştirmeyeceğini uygun, kesin ve cezalandırıcı olmayan bir dille anlatabilmeniz önemlidir. Siz bu tutumunuzu sürdürdükçe, çocuğunuz sizi ne kadar zorlayabileceğinin sınırlarını öğrenecektir ve edinmesi gereken davranışı sonunda benimseyecektir.
-          Tutarlı olmalı çocuğunuza çifte mesajlar vermemelisiniz. Kurallar ve sınırlar ebeveynin o anki psikolojik moduna ya da ebeveynin belirlediği başka bir duruma uygun olarak değişmemelidir. Evet, evin patronu ebeveyndir ama bu, ebeveyne istediği zaman kural koyma istediği zaman kaldırma yetkisi vermez; çünkü unutmayın çocuklarınız sizi model alır, bu şekilde o da “canı isterse kurala uyar, istemezse uymaz”
-          Kural sayısını az tutmak, işleyiş açısından önemlidir. Çeşit çeşit konuda bir sürü kural çocuğunuzun kafasını karıştırır. Kural ve sınırlarınızı önem ve öncelik sıralamasına koymak ve sınırlı tutmak bu noktada önemlidir. Örneğin, kendi güvenliği ve başkalarının güvenliğine dair kurallar ilk sıralarda yer alır, sonrasında toplum içinde uyulması gereken kurallar ve ev kuralları gelebilir.

Kaynaklar:
- Mackenzie,R.,J.,1998. Çocuğunuza Sınır Koyma.HYB yayıncılık, Ankara, 2004.
- Yazgan,Y., 2007. Çocuğunuz Sizden Ne Bekliyor? Çocuğunuzu anlamaya giden yolda 250 soru ve cevap. Kapital Yayıncılık, İstanbul, 2007.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder